ONLARSIZ BİR EV DÜŞÜNÜLEMEZ!
Küçük ev aletlerinin olmadığı bir yaşam hayal etmek mümkün değil, değil mi? Ütüden tutun, saç kurutma makinesine bugün evlerimizde kullandığımız pek çok ürün hayatımızı oldukça kolaylaştırmakta ve bizler için geriye boş vakit sağlamakta, zaman kazandırmakta. Sanayi Devrimi ve elektriğin keşfedilmesi ile hızla gelişen ve hemen hemen her evde bulunan küçük ev aletlerinin çoğunun çok daha önce icat edildiğini biliyor muydunuz? Bu cihazların en önemli altı tanesini yazımızda listeledik.
Ütünün icadı 17. yüzyıla dayanmaktadır. Giysi ya da kumaşı düzleştirmek için ısıtılmış ağır taşlar kullanılırken daha sonra saplı düz demir plakalar ateşte ısıtılmaya başlandı. Ancak ısının uzun süre korunamaması sebebiyle ilerleyen dönemlerde oyulmuş demir plakaların içine kömür közü dolduruldu. Kor halindeki kömür ve demirden oluşan bu ütüler oldukça ağır ve kullanması tehlikeli olsa da bir yüzyıl boyunca bu ütü kullanıldı. Bugün kullandığımız elektrikli ütülerin icadı ise 1882’de Amerikalı Henry Seely tarafından gerçekleşti. İki karbon çubuk arasına kurduğu kablolu elektrik köprüsü ile demir yüzeyin ısınması sağlandı. Elektrikli olmasına rağmen ağır olan ütülerin hafiflemesi ise 1905’te oldu; hafif ve oldukça pratik elektrikli ütüler piyasaya sürüldü.
Dünyanın en önemli icatlarından biri de elektrikli süpürge olsa gerek. Pratikliği ile yaşamımızı oldukça kolaylaştıran süpürgeler için 16. yüzyılda İngilizler mekanik bir alet geliştirme fikrini ortaya atarken, tozları vakumla çeken ilk ev tipi süpürgeler elektrikli değildi. O dönem benzinle çalışan motorları olan çok büyük süpürgeler at arabası ile belirli bir ücret karşılığında mekânları süpürme hizmeti vermekteydi. Ev tipi süpürgeler ise elle çalışan pompalarıyla vakum yapmaktaydı. Bir elle süpürge ileri geri hareket ettirilirken diğer elle pompanın kolunu itip çekmek gerekirdi. Kullanımı zor olan bu süpürgelerin yerini, 1900’lerin başında küçük motorlu hafif elektrikli süpürgeler almaya başladı. ABD ve Avrupa’da çok sayıda ev tipi elektrikli süpürge ortaya çıktı. Hafif ve kullanışlı ilk süpürge, 1907’de ABD’de James Murray Spangler tarafından icat edildi. Süpürgenin ön kısmında döner fırçalar vardı ve küçük bir elektrikli pompa da havayı çekiyordu. İlk modelde filtre olarak bir yastık kılıfı kullanılmıştı. Süpürgenin mucidi bir fabrika kuracak maddi olanağa sahip olmadığı için patentini W. Hoover’e sattı. Hoover ise süpürgeyi sağlam ve kolay kullanılır hâle getirip satışa sundu.
Günümüzde kullanılan elektrikli saç kurutma makineleri, elektrikli bir ısıtıcıyla bir pervaneyi döndüren elektrik motorundan oluşan basit bir yapıdan meydana gelmektedir. Ancak 1890’da Fransız stilist Alexandre-Ferdinand Godefroy, gaz sobası ve koltuğu birleştirerek ilk saç kurutma makinesini icat etmiş oldu. Saçını kurutmak isteyen kişi başlığın altına oturuyor, ocaktan gelen sıcak hava bir kol yardımıyla müşterinin saçlarına gönderiliyordu. Saç kurutma makinelerinin bugünkü şeklini alabilmesi yani elektrikle çalışan modellerin üretilmesi, 20. yüzyıl başında elektrik motorlarının boyutunun küçülmesi ile mümkün olabildi. Dünyada geliştirilen ilk model ABD’de 1920’de satışa çıktı.
Yaz aylarında serinlemek, kış aylarında ısınmak için kullanılan klimaların fikir olarak ilk kez ortaya çıkması 1758’de ABD’li devlet adamı ve mucit Benjamin Franklin ve Cambridge Üniversitesinde profesör olan John Hadley’in deneylerde bazı sıvıların hızlı bir şekilde buharlaştırılması sonucu havanın soğutulabileceğini belirlemesiyle oldu. 1820’li yıllarda İngiliz mucit Michael Faraday, amonyağı yüksek basınç altında sıkıştırıp sıvılaştırarak ve ardından buharlaştırarak laboratuvarındaki havayı soğutabileceğini keşfetti. 1851’de John Gorrie adlı bir doktor sarı humma hastalarını serin tutmak için odaların tavanında asılı bir buz havzasıyla odaları soğutmaya çalıştı. Soğuk hava ağır olduğu için yukarıdan aşağı doğru iniyordu. Buz, ABD’deki donmuş göl ve akarsulardan hastane odalarına taşınıyordu. Oldukça zahmetli olan bu süreç, Gorrie’nin kompresör yardımıyla buz oluşturan bir makine tasarlamasına neden olurken bu model hiçbir zaman satışa sunulmadı. Modern klima ve soğutmanın temelini oluşturan Gorrie’nin modelinden sonra, günümüzde kullandığımız klimaların çalışma sistemine benzeyen ilk klimalar ise 1902 yılında ABD’li mühendis Willis Haviland Carrier tarafından icat edildi. O yıllarda, artan sıcaklık ve değişen nem dengesi nedeniyle matbaalarda kullanılan kâğıtlar genleşip büzüşüyordu. Carrier daha önceki yıllarda geliştirilmiş mekanik soğutma çalışmalarından yararlanarak bugün klima olarak adlandırdığımız bir makine icat etti. Havayı soğuk suyla doldurduğu borulardan geçirerek soğutan Carrier, ortamdaki nemi kontrol altına aldı. Carrier’ın o dönemde geliştirdiği klima 30 tonluk devasa bir makineydi.
İlk elektrikli ekmek kızartma makinesi karşımıza 1909’da çıkmaktadır. General Electric tarafından üretilen bu makine, bir tel örgü üzerine konulan ekmeğin çevrilerek ısıtılması ile çalışıyordu. Dönemin şartlarına göre oldukça ileri bir teknoloji olan bu yöntem, ilerleyen yıllarda daha da geliştirildi ve 1927 yılında Amerikalı mucit Charles Strite tarafından ilk fırlatmalı ekmek kızartma makinesi üretildi. Diğer kızartma makinesine göre daha geliştirilmiş bir modeldi. Çift taraflı kızartma yapabiliyordu. Ayarlanan süre dolduğunda ekmeğin dışarı fırlamasını sağlayan yay serbest kalıyordu. Böylece daha pratik şekilde kızartılmış ekmek yapılabiliyordu.
Ülkemizde oldukça fazla kullanılan semaver, Rusça sama ve varit kelimelerinden türemiştir. “Kendi kendine kaynayan” anlamına gelen semaver, ortasından geçen bir silindirde mangal kömürü veya meşe odunu ile ısıtılan suyla dolu metal bir tenceredir. Ana yurdu Rusya ve Orta Asya olan semaverler sıcak su elde etmek için kullanıldığı gibi çay demlemek için de kullanılmaktadır. Demlik koymak için üstünde bir baca ve alt tarafında sıcak suyu almak için bir musluk bulunur. Semaver, Rus Çarlığı’nın çayla tanışmasının ardından 18. yüzyılda Urallarda icat edildi ve Tula bölgesinde geliştirildi. İlk semaver fabrikası 1778’de zengin maden yatakları olan Tula’da kuruldu. Bakır, sac veya pirinçten imal edilen semaverler, silindir veya dikdörtgen prizması şeklinde yapıldı. 1923’te Arthur Large’ın kettle’e icat etmesinin ardından suyun elektrikle ısıtılması prensibi semaverler için de uygulandı ve bu tarihten sonra elektrikli semaverler piyasaya sürüldü.
1,847 okunma